2019 yılında Türkiye Kulusi’ne yazılarımla merhaba dedikten sonra öngöremediğimiz bir çok şey yaşandı.

Meslek hayatıma ilk başladığım yıllarda sağlık bakanlığı ve dünya sağlık örgütünün ortaklığında yaklaşık 2 hafta süren ‘bildirimi zorunlu hastalıklarda sürveyans’ eğitimi almıştım. O dönemde Hakkari Yüksekova’da mecburi hizmetteyken, bakanlığın bulaşıcı hastalıklar daire başkanı aralarında benimde bulunduğum birkaç kişiye ankara’da, merkez teşkilatta çalışmamızı teklif etmişti. Bizden istenilenin ne olduğunu sorduğumda; bulaşıcı hastalıklar ile mücadelede bildirimin çok önemli olduğunu, bunun için nitelikli personel ile çalışmanın hastalığın yayılmasının önlenmesinde çok değerli olacağını ve hatta bir ‘PANDEMİ’ durumu yaşanırsa, organizasyonda görev alacak kişilerin hızlı aksiyon alması gerektiği gibi birkaç şey söylemişti… Ne yalan söyleyeyim ben ve orada bulunan birkaç arkadaş ‘PANDEMİ’ lafına çok gülmüştük. 2020 yılında gözümün önünde belirdi o dönem ki daire başkanının silüeti… 

Evet, pandemi hepimize çok zor süreçler yaşattı. Bir çok insan yakınlarını kaybetti. Bu süreç toplum olarak, insanlık olarak geri döndürülemez yaralar açtı. Yaklaşık iki yıl gibi bir sürenin sonunda da hayatımızdan bir şekilde çıkmaya başladı. En azından şimdilik…

Bir çok insanın zorlanarak geçirdiği dönemde ben de hayatımda radikal değişiklikler yaptım. İmkanı olanların yaptığı gibi istanbul’dan ayrılarak yaşadığım şehri değiştirdim. Bir süreliğine geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarına ara vererek, geldiğim şehirde işyeri hekimliği yaptım. Ancak bu süreçte bile hiçbir zaman biorezonans uygulamalarından vazgeçmedim. Çünkü biorezonans hayatımda bırakmayı düşünmediğim ve bırakamayacağım bir yöntem olarak yer etmiş durumda.

Bu yazıda sizlere biorezonansın ne olduğunu, en sade şekilde anlatmaya çalışacağım.

Biorezonans maddeleri maddesel özellikleri yani kimyasal yapıları ile değil enerjetik yapıları (fiziksel yapıları) ile kullanmak ve maddenin doğasındaki bu ‘enerji’ ile vücudun ‘enerjisi’ üzerinde değişiklikler yapmaya çalışmak demektir. Madde enerji demektir. Maddesel varlığın altında enerji vardır. Bu bize kuantum fiziğinin anlattığı/ öğrettiği bir gerçektir. Biorezonansta maddesel yapıyı etkilemek ve ruhsal/enerjetik yapıyı iyileştirmek için madde boyutunda (ilaçlar vb) değil enerji boyutunda (frekanslar) bir etki yaratılır ve biorezonans etkisini önce kişinin ruhsal yapısında bir dengelenme/iyileşme şeklinde ve sonra da fiziksel hastalıkları üzerinde bir iyileşme şeklinde gösterir.  

Tarihsel gelişim olarak akupunktur ve homeopatiden  köken almış olarak görülse de geldiği noktada etkinliğin gücü ve hızı, birçok zaman sadece tek seansla başarılan etkinlik düzeyleri biorezonansı bunlardan ayrı, kendine has bir kulvara çekmiş durumdadır. Biorezonansta istenilen etki için birçok kez tek ya da birkaç seans yeterlidir. Hastalığın ne olduğuna göre tabii ki değişecektir ama etkinliğin bu denli hızlı ve keskin olması, etkinin birçok farklı seviyede/farklı semptom üzerinde aynı anda kendini göstermesi tüm dikkatleri biorezonans üzerine çekmektedir. 

Biorezonansın toplumda en çok bilinen kullanım şekli sigara bırakma, alkol bırakma, bağımlılık yaratan gıdaları bırakma yani iştahı kapatma konusundadır ancak biorezonans bunlardan çok daha öte bir şekilde kişinin hastalığı ile ilgili o kişiye özel şekilde kullanılabilir.  Ruhsal konular biorezonansın en hızlı etki gösterdiği alandır. Her türlü ruhsal/problemli duygu durum için kullanılabilir. Ağrı ve inflamasyon konusu bir başka kullanım alanıdır. Alerjiler ise biorezonansın çıkış noktası olan en güçlü kullanım şekillerinden birisidir. Biorezonans insanın ruhsal ve fiziksel sağlık/hastalık halinin etkileyen her durum için o ya da bu şekilde kullanılır. Etki alanı o denli geniştir ki her uzmanlıktaki her doktor ya da sadece ruhsal konularla ilgili olan bir psikolog ya da ilgi alanı kişilerin sağlıklı beslenmesi ve zayıflaması olan bir diyetisyen biorezonansı kendi ilgi alanı dahilinde başarı ile kullanabilir. 

Uygulamalarda elektrotlar yardımı ile danışanlar/hastalar cihaza temas ettirilir. Problemi tanımlayan vücut sıvıları ve problemli maddeler biorezonans cihazının üzerine konularak, problemli bölge üzerinde bulunan elektrotlardan alınan bilgiler kullanılarak, frekansların ters çevrilmesi ve bu ters frekansların vücuda gönderilerek enerjetik ve fiziksel bir denge hali oluşturulması amaçlanmaktadır. Bu denge durumu oluşurken aynı zamanda vücutta bir detoks süreci de başlar. 

Bağımlılıklarda en büyük problemi hastanın iradesinin zayıf olması ve bağımlı olduğu maddeden (sigara, karbonhidrat, alkol vb.) uzak duramaması olarak görebiliriz. Biorezonans ile yaptığımız uygulamanın sonucunda bağımlı olunan maddeden uzak kalınabilmesi için iradenin güçlendirilmesini hedefliyoruz. Bunu yaparken hastanın kullandığı maddeyi cihazın üzerinde bulunan iletken alana koyuyoruz ve danışanı/hastayı elektrotlar yardımı ile cihaza temas ettiriyoruz. Bir nevi o maddenin enerjisi/frekansı ile aşılama gibi diyelim. Hastada bulunan  paterni değiştirerek bağımlılığın ortadan kalkmasını sağlıyoruz.

Hastalıklarda kullanımında ise Hastalık yoktur ama hasta vardır deyişini çok önemsiyoruz. Aynı hastalığı olan 10 kişiyi alalım bunların hepsinde de hastalığı yaratan frekans paterni ve temel sebep birbirinden değişiktir. Bu yüzden de biorezonansta hastalığı tedavi etmekten bahsetmeyiz. Biorezonans hastalığın sebebi olan asıl sebebe yönelir ve bozucu etki oluşturan potansiyel problemleri ortadan kaldırır. Biz frekansı olması gereken şekline sokarız ve bunun kişinin hayatında hem ruhsal hem de fiziksel seviyede birçok farklı etkisi olur. Ancak kabaca klasik tıp yaklaşımı ile tam bir iyilik hali sağlanamayan her şeyde biorezonansın denenmesini öneririz. 

Biorezonansın kişinin ruhsal dünyası üzerindeki etkisi büyüktür ve tek başına bu bile hastalığının şifası için büyük potansiyel taşır. Ama etki bununla sınırlı kalmaz. Biorezonans vücudun hastalıkla savaşma potansiyelinin önündeki engelleri ortadan kaldırır. 

Biorezonans 3 ana alanda etki gösterir.

1) Kişinin doğru /sağlıklı hayat alışkanlıklarına dönebilmesini sağlar. Bağımlılık tedavileri bu sınıftadır. Sigara, alkol gibi maddesel bağımlılıklar ya da problemli yeme alışkanlıkları… Bunların hepsi biorezonansın etki alanındadır. 

2) Ruhsal iyileşme: Biorezonansın belki de en belirgin ve hızlı etkisidir. Türlü türlü ruhsal problemde kullanılabilir. Örneğin fobiler ya da anksiyetenin kendisi ya da depresif durumlar… ve ‘iyi hissediyorum’ lafı biorezonansın ana etkisidir diyebiliriz. 

3) Vücudun temizlenmesi: Detoks kavramı ile açıklanır. Bu işlem hastalığın şifalanmasının önünde duran engelleri ortadan kaldırmak gibidir.  

Ayrıca her türlü kronik hastalığın altındaki gizli sebeptir denilebilecek inflamasyonun azatılabilmesi sağlık için büyük önem taşır ve biorezonansın bu konudaki etkisi büyüktür.. Bu nedenle frekanslar dünyası klasik tıp yaklaşımının yanına eklenecek şekilde, her türlü hastalığın tedavisinde destekleyici olarak kullanılabilir. 

Yaklaşık 6 yıldır uyguladığım bu yöntemle binlerce insanın hayatlarına dokunmanın ve geri bildirimlerde yaşadıkları mutluluğu paylaşmanın mesleki olarak beni ne kadar güçlendirdiğini kelimeler ile tarif etmenin çok zor olduğunu söyleyebilirim.

Son olarak bir problemi olsun veya olmasın her insanın biorezonans terapileri ile tanışması ve bir kez olsun deneyimlemesi gerektiğini düşünüyorum.  Yeni hayatlara dokunabilmek dileğimle yazımı noktalıyorum.

Sağlıklı ve mutlu günler dileğiyle… Tekrar merhaba!