Ticaretle uğraşan 45 yaşındaki Sinan Dolgan, 10 yıl önce Ukrayna'nın Harkiv şehrine taşındı. Burada 38 yaşındaki Olga isimli kadınla evlenen ve 2 kız çocuğu olan Sinan Dolgan, işini, evini, her şeyini bırakıp savaştan kaçarak, Türkiye'ye döndü.
Dolgan ailesi Türkiye'ye dönerken çatışmalar sırasında kendilerini yalnız bırakmayan komşuları 34 yaşındaki Mariya ve bedensel engeli de bulunan 40 yaşında Andrey Slonov çiftini de yanlarında getirdi.
Ukrayna'da 4 gün boyunca eşini, 7 yaşındaki kızı Deniz Duru ve 6 yaşındaki kızı Melissa'yı komşularına emanet edip diğer insanların tahliyesinde yardımcı olan Sinan Dolgan, ilk tahliyenin ardından ikinci tahliye ile komşularını da alarak Türkiye'ye dönüş yaptı.
Tren ile Harkiv üzerinden Çernivtsi'ye gelen, oradan Romanya sınırına geçen aileler, Bükreş'ten de uçakla İstanbul'a geldi. Ülkesini bırakarak Türkiye'ye gelen Slonov ailesi şimdi, 3 yaşındaki oğulları Artyom ve 8 yaşındaki kızları Arina ile Dolgan ailesinin Çatalca'daki evinde yaşıyor.
Savaşın ortasında kaldıklarını dile getiren Sinan Dolgan, "Her an saldırırlar mı diye bekliyorduk ancak şehir hayatı da bir yandan devam ediyordu. İlk saldırı olduğunda büyük bir kaçış oldu. Trafik kapalıydı ve araçların hepsi şehir dışına doğru gidiyordu. Çocuklarımızı düşündük, karar verdik ve geldik. 'Avrupa mı yoksa Türkiye mi? karar verin' dedim. Türkiye'yi tercih ettiler" dedi.
İnsanların Ukrayna'dan tahliye edilebilmesi için de kaldığı günler boyunca uğraştığını ifade eden Dolgan, "Bükreş'e Türk otobüsleriyle geldik. Oradan da Türk Hava Yolları'nın uçaklarıyla İstanbul'a geldik" ifadelerini kullandı.
"HER ŞEYİMİZİ BIRAKIP GELDİK"
Komşularına ellerinden geldiği kadar yardımcı olduklarını söyleyen Dolgan, "Biz her şeyimizi bırakıp geldik. Hiç kimsenin hiçbir şeyi yok. Eve gidemeden evin etrafını sarmışlardı, bir iç çatışma da var. Gar da bekledik. Türk vatandaşları, Azerbaycanlılar, Türkmenler de vardı. Yolda yiyecek sıkıntısı oldu. Çocukların okulu orada, durum düzelirse dönme ihtimalimiz var" diye konuştu.
"BİR ANDA SAVAŞ BAŞLADI"
Hayatı boyunca ilk defa böyle bir korku yaşadığını söyleyen Mariya Kramerenko, "Uyuyorduk ve bir anda savaş başladı, bombalar patladı. Sığınakların içi çok soğuktu, çatışmalar olduğunda sığınaklara kaçıyorduk. Soğuktan evimize çıktığımızda da koridorların arasında kalıyorduk. Türkiye'de bize her türlü imkanı sağladılar. Büyük annem ve büyük babam orada kaldı, onlar için çok endişeliyim. Ülkemi, şehrimi bırakıp geldim. Çok ağır bir durum" diye konuştu.
"SAVAŞ BİTER BİTMEZ DÖNECEĞİM"
Engelli olduğu için ülkesinden çıkabilen Andrey Slonov ise, "Bu olayın hala nasıl olduğunu algılayamıyoruz. Sınıra kadar geldik ve önce beni bırakmak istemediler. Daha sonra engelli kimliğimi gösterdim. Ülkemin bu haline çok üzülüyorum. Orada kalan ailemle, arkadaşlarımla sosyal medyadan görüşebiliyorum. Ülke geride kalınca, sınırı geçince hepimiz ağladık. Savaş biter bitmez ülkeme döneceğim. Evimi özledim" dedi.