Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Ticaret Bakanlığı Konferans Salonu'nda, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle ile düzenlediği basın toplantısında, mayıs ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.

Türkiye'nin ihracatta 2021 yılında büyük bir başarı ortaya koyduğuna işaret eden Muş, "Ülkemiz, 2022 yılının ilk beş ayında da ihracattaki güçlü performansını devam ettirmiştir. Geride bıraktığımız mayıs ayında ihracatımız, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 15,2 artışla 19 milyar dolara ulaşmıştır. Bu, tüm zamanların en yüksek mayıs ayı ihracatıdır. Böylelikle 2022 yılının ilk 5 ayının tamamında en yüksek aylık ihracat değerlerine ulaşarak ilk 5 ayda rekorlar kırmış olduk." diye konuştu.

Mehmet Muş, mayısta dış ticaret hacminin, geçen yıla göre yüzde 31,1 artışla 48,6 milyar dolara yükseldiğini aktarırken, mayıs ayı ithalatının ise 29,6 milyar dolar olduğunu bildirdi.

"İthalattaki artışın nedeni enerji fiyatları"

Enerji kaleminin 6,9 milyar dolarlık pay ile mayısta da ithalatta önemli yer tuttuğuna dikkati çeken Muş, şunları kaydetti:

"Net enerji ithalatçısı bir ülke olarak, küresel piyasalar ile yüksek derecede bütünleşmiş olan Türkiye’nin enerji fiyatlarından etkilenmemesi söz konusu değildir. Buradan bir kez daha altını çizerek ifade etmek isterim ki ithalatımızdaki artışın temel nedeni dünyada artan enerji fiyatlarıdır. Bu noktada, ocak-mayıs dönemi ihracatımız, enerji hariç 96,8 milyar dolara ulaşmış olup, dış ticaret hacmimiz ise 202,8 milyar dolara yükselmiştir. Ayrıca, aynı dönemde ihracatımızın ithalatı karşılama oranı, yine enerji hariç yüzde 91,3 düzeyinde gerçekleşmiştir. 242,6 milyar dolara ulaşan son 12 aylık ihracatımızla, Sayın Cumhurbaşkanımızın 2022 yılı sonu için işaret ettiği 250 milyar dolar ihracat hedefine kararlı adımlarla yaklaşıyoruz."

Küresel ekonomideki sorunlar

Dünya ekonomisinin 2020'den bu yana önemli sınamalardan geçtiğini ifade eden Muş, gelinen süreçte küresel ekonominin tam anlamıyla kışı geride bırakamadığını söyledi.

Muş, küresel ekonomideki sorunların birleşerek yeni küresel krize neden olabilecek boyuta ulaştığına dikkati çekerek, salgın sonrası dönemde artan talebe karşın, tedarik zincirlerinde ham madde ve lojistik kaynaklı aksaklıkların devam etmesi nedeniyle arz sorunlarının kronik hal aldığını, bu durumun da küresel çapta enflasyonun yükselmesini beraberinde getirdiğini anlattı.

Bu gelişmelere Rusya-Ukrayna Savaşı'nın da eklendiğine işaret eden Muş, Dünya Bankasına göre savaşın emtia piyasalarında son yılların en büyük arz şokunu yarattığını bildirdi.

Muş, Avrupa Birliği'nin (AB) Rusya'ya yönelik yıl sonuna kadar petrol ambargosu uygulama kararı alması ve 1 Haziran'dan itibaren Çin'deki karantina önlemlerinin büyük ölçüde kaldırılmasıyla petrol fiyatlarının yükselişi hızlanırken diğer enerji ve gıda emtialarının fiyatlarında keskin yükselişler kaydedildiğine dikkati çekerek, küresel ekonomik gelişmeleri değerlendirdi.

"Önümüzdeki iki yıl, özellikle az gelişmiş ülkelerde çok zor geçecek"

Bakan Muş, gelecek iki yılın, özellikle az gelişmiş ülkelerde çok zor geçeceği öngörüsünde bulunarak, enflasyonla mücadele için alınan tedbirlerin, küresel resesyon ihtimalini güçlendirdiğini vurguladı.

Zayıflayan büyümenin, birçok ülke için ihracat gelirlerinin azalması anlamına geldiğine işaret eden Muş, herkes küresel enflasyonu konuşurken arka planda büyüyen bir küresel borç krizi de bulunduğunu dile getirdi.

Ekim ayında en çok ne kazandırdı? Ekim ayında en çok ne kazandırdı?

Muş, küresel borç seviyesi rekor kırarken Amerikan dolarının da güçleniyor olmasının, özellikle gelişmekte olan ülkelerin borçlarını ödemelerini zorlaştırdığını belirterek, şöyle konuştu:

"Böylesi bir küresel ortamda Türkiye ekonomisi, 2021'de yakaladığı büyüme ivmesini 2022'nin ilk çeyreğinde de devam ettirmiştir. Türkiye, 2022'nin ilk çeyreğinde yüzde 7,3 gayrisafi yurt içi hasıla artışı yakalayarak, yüksek oranlı ekonomik büyüme performansını başarıyla sürdürmüştür. Böylelikle ülkemiz, ekonomik büyümesini kesintisiz 7 çeyrek boyunca devam ettirmiş ve bu alanda bir kez daha dünyadan pozitif ayrışmıştır. Büyüme oranımızın detaylarına bakacak olursak, yılın ilk çeyreğinde yaşanan büyümede net ihracatın katkısı yaklaşık 3,5 puan olmuş, bu rakamla büyümenin neredeyse yarısı net ihracattan gelmiştir. Bir diğer ifadeyle ihracatımız büyümeyi bir kez daha sırtlamıştır."

Muş, büyümenin öncü göstergelerinden olan ve sanayi üretiminde çarkların döndüğünü gösteren Sanayi Üretim Endeksi'nin ise yıllık yüzde 9,6 arttığına dikkati çekerek, imalat sanayisi genelinde kapasite kullanım oranının ise mayısta bir önceki aya göre 0,2 puan artarak yüzde 78 seviyesinde gerçekleştiğini aktardı.

Söz konusu verilerin, aslında ekonomik büyümenin dengeli ve sürdürülebilir tabana oturduğuna işaret ettiğini vurgulayan Muş, "Yani Türkiye üretim gücünü her geçen gün artırmakta ve sanayideki atılımlarını hızlandırmaktadır." ifadesini kullandı.

"Ticari diplomasiyi aralıksız sürdürüyoruz"

Muş, Bakanlık olarak giderek zorlaşan küresel iş ortamında ihracatçıların önünü açmak için, ticari diplomasi faaliyetlerine aralıksız devam ettiklerini belirterek, mayıs ayı boyunca Bosna Hersek, İspanya, Cezayir, Kolombiya, Etiyopya ve Pakistan gibi ülkelerle ikili ticari ve ekonomik ilişkileri kapsamlı biçimde değerlendirdiklerini anlattı. Resmi temaslar haricinde iş dünyasının çatı kuruluşlarıyla istişareleri yoğun biçimde sürdürdüklerine işaret eden Muş, dış ticaretin kolaylaştırılması çalışmalarına da hız kesmeden devam ettiklerini söyledi. Muş, bu çerçevede yaptıkları yönetmelik değişikliğiyle ülkenin transit ticarette bir çekim merkezi olmasına katkı sağlayacak yenilikleri hayata geçirdiklerini hatırlatarak, "İnanıyorum ki ihracatçılarımız da bu zorlu zamanlarda yüksek katma değerli mal ve hizmet ihracatımızın artırılması konusunda üzerlerine düşeni yapmaya devam edecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Ülkenin ekonomik refahını artırabilmenin yolunun, nitelikli iş gücü ve teknoloji yardımıyla yüksek katma değer üretiminden geçtiğini belirten Muş, şunları kaydetti:

"Teknoloji ve sürdürülebilirlik trendlerine erkenden uyum sağlayan, yatırım kararlarını bu yönde alarak verimlilik artışına giden aktörlerin, küresel ekonomideki payı kesinlikle artacaktır. Türkiye'nin, emsallerinin önüne geçebilmesinin yegane yolu buradan geçiyor. Biz bu sebeple Sayın Cumhurbaşkanı'mızın işaret ettiği yatırım, üretim, istihdam ve ihracat denklemini her fırsatta dile getiriyoruz. Bakanlık olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemizi katma değerli ihracatta lider ülkeler arasına taşımak için bütün imkanlarımızla ve en güçlü şekilde yanınızda olmaya devam edeceğiz. Sizlerin gayretleriyle geçtiğimiz yıl olduğu gibi, 2022 yılında da ihracatın ekonomik büyümemizin ana unsuru olacağına inanıyorum. Bu manada, sanayimizde son yıllarda gösterdiğimiz atılımı devam ettireceğimize, ihracatın ve yatırımların itici bir güç olduğu mevcut büyüme ortamını sürdürülebilir kılacağımıza inanıyorum."

Editör: Türkiye Kulisi