İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Doğanay Tolunay, 2021'de Manavgat'ta başlayıp büyük bir alana yayılan orman yangınlarında ortaya çıkan karbondioksit emisyonunun Türkiye'nin o yılki toplam sera gazı emisyonunun yüzde 2'sine denk geldiğine işaret etti.

Antalya'nın Manavgat ilçesinde 28 Temmuz 2021'de başlayan, birçok bölgeye yayılan ve günlerce süren yangının üzerinden 2 yıl geçti. Yaklaşık 140 bin hektarlık alanın yok olduğu yangınlar sonucunda atmosfere de yüklü miktarda karbondioksit ve kirletici gazlar karıştı.

Orman yangınlarının neden olduğu emisyon yükü hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Tolunay, Türkiye'nin Ulusal Sera Gazı Emisyon Envanteri rakamlarına göre 2021'deki büyük yangın sonucu atmosfere 9,3 milyon ton karbondioksit, 27 bin ton metan ve 1,5 ton diazot monoksit emisyonu gerçekleştiğini aktardı.

Tolunay, bu gazlar dışında 379 bin ton karbonmonoksit, 13 bin ton azot oksit, 2 bin 600 ton kükürtdioksit, 33 bin tonu 2,5 mikron çapından küçük 62 bin ton partikül madde, 3 bin ton civarında da siyah karbon olarak adlandırılan is ve kurumun atmosfere yayıldığı bilgisini verdi.

Ekim ayında en çok ne kazandırdı? Ekim ayında en çok ne kazandırdı?

Türkiye'nin 2021 yılında toplam sera gazı emisyonunun 564 milyon ton olduğunu hatırlatan Tolunay, "Manavgat'ta başlayan ve yayılan büyük orman yangınlarında ortaya çıkan karbondioksit emisyonu bu rakamın yüzde 2'sine denk geliyor. Türkiye'nin atıklardan kaynaklı sera gazı emisyonu 2021'de 14,5 milyon tondu. Sadece söz konusu orman yangınlarından kaynaklı emisyon, atıklarla atmosfere verdiğimizin yüzde 65'ine denk geliyor. Sanayi emisyonlarımızın rakamı ise yıllık 74-75 milyon ton karbondioksit civarında. Bunun da yüzde 12'si kadar bir sera gazı emisyonu oluştu." dedi.

1 hektar ormanlık alan yandığında ne kadar emisyon gerçekleşiyor?

Yangının şiddetinin yanı sıra ormanın sıklığı, altında bulunan kuru ot ve yaprakların miktarı gibi etkenlerin, atmosfere yayılan karbondioksit miktarını belirlediğine dikkati çeken Tolunay, şöyle devam etti:

"Orman yangınlarında biz örtü yangını ve tepe yangını olarak 2 türden bahsederiz. Yangın büyüdükçe ağaçların tepesine çıkarak tepe yangını oluşur, çok daha şiddetli olur ve ağaçların tepelerinden sıçrayarak hızlı bir şekilde yayılabilir. Çok şiddetli yangınlarda ağaçların gövdelerinin yanmasıyla da atmosfere daha fazla karbondioksit ve diğer kirleticiler verilir. Sadece örtü yangınlarında yani toprak üstünde birikmiş olan ağaçlardan dökülen kuru yaprakların yanması sonucunda 1 hektarda kabaca atmosfere 5-90 ton aralığında karbondioksit emisyonu oluşur. Seyrek ormanda eğer ağaçlar yanıyorsa 1 hektarda 3-5 ton civarında karbondioksit emisyonu olabilir. Sık ormanlık alanda ağaçların tamamı yanarsa 300 ton karbondioksit ortaya çıkar. Ama ortalama olarak bütün ağaç gövdesinin yanmadığını yaklaşık yarısının yandığını kabul edersek 1 hektar sık bir ormanın yanması sonucunda 150 ton civarında karbondioksit emisyonu oluşabilir."

"Yangın rejimi değişti"

İklim değişikliğiyle birlikte yangın riskinin giderek arttığının altını çizen Tolunay, kurak dönemlerin uzadığı, tutuşma süresinin ve sıcaklığının düştüğü ve ormanların yanmaya hazır hale geldiği değerlendirmesinde bulundu.

Daha sıcak ve kurak şartlarda çıkan yangınların çok hızlı büyüdüğüne ve geniş alanlara yayıldığına değinen Tolunay, "Bu nedenle orman yangını rejiminin değiştiğini söylüyoruz. Yangın çıktıktan sonra kontrol etme şansınız zorlaşıyor, orman yangınlarının yeni normali bu. 10-20 yıl önceki orman yangınlarına müdahale anlayışımızın değişmesi gerekiyor." yorumunu yaptı.

Orman yangınlarının yüzde 90'ının insan kaynaklı nedenlerle ortaya çıktığını, geriye kalan yüzde 10'unun ise daha çok yıldırım kaynaklı doğal yangınlar olduğunu anlatan Tolunay, yıldırımların yağışlı havalarda gerçekleşmesinden dolayı bu yangınların neden olduğu alan kaybının toplam yanan alan içerisinde yüzde 1-2 civarında kaldığını, dolayısıyla, yanan alanların yüzde 98-99'undan insanların sorumlu olduğunu ifade etti.

"Her yangının neden çıktığını kayıt altına almamız lazım"

Türkiye'de çıkan yangınların yarısının nedeninin bilinmediğini vurgulayan Tolunay, yangın çıkış nedenlerinin iyi analiz edilmesiyle olası yangınların önüne geçilebileceği görüşünü paylaştı.

Tolunay, orman yangınlarıyla mücadelede şu tavsiyelerde bulundu:

"Mutlaka ve mutlaka her yangının neden çıktığını kayıt altına almamız lazım. Mangal ciddi bir sorunumuz, yasaklama varken orman içinde mangal yapılıyorsa denetimlerin artırılması gerekiyor. Ormanda bulunan en riskli tesisler enerji tesisleri ve elektrik nakil hatları. Trafolar ormana yakın olmamalı, çevresinde yanıcı maddeler bulundurulmamalı. Elektrik nakil hatlarının çok zorunlu olmadıkça ormanlardan geçirilmemesi, riskli bölgelerde maliyetine bakılmaksızın yer altından geçirilmesi, bakımlarının düzenli yapılması, mevcutların altındaki kuru ot ve yaprakların her yıl yangın mevsimi öncesi temizlenmesi gerekiyor."

Editör: Türkiye Kulisi