Bloomberg HT'den Fulya Öktem'in haberine göre, inşaat maliyetlerindeki artış, azalan üretim, fiyatlama davranışlarında bozulma, hane halkı tasarruflarındaki düşüş gibi pek çok etmen konut fiyatlarında ve kira bedellerinde çok sert artışlara yol açtı.
Aşırı yüksek fiyatlar ve fiyatlardaki artışın durmayacağına dair beklenti de satılık ve kiralık konut piyasasını bozmaya başladı.
Mülk sahiplerinin devir aşamasında satıştan vazgeçtikleri, kiracıları konut ve işyerlerinden çıkarıp yeni kiracılarla yüksek fiyatlarla yeni sözleşme yapmaya çalıştıkları, kira bedellerine ara dönem artışı talep ettikleri ve benzerleri son dönemde en çok rastlanan şikayetler arasında yer almaya başladı.
Bir yıllık kiracıları daha yüksek kiralar için çıkaran ev sahipleri, tapudan dönen satışlar dikkatleri kiracı ve ev sahiplerinin haklarına çevirdi.
Noterde Yapılan Sözleşmelerin Geçerli Değil
Gayrimenkul satışının geçerli olabilmesi için sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Buna göre konut satışı yalnızca Tapu Sicil Müdürlüğü'nde yapılabilir, noterde veya kişilerin kendi aralarında yaptıkları sözleşmelerin geçerliliği bulunmuyor.
Alıcının özel yükümlülüğüne riayet ederek satın alacağı konutun tapu kaydını incelemesi öneriliyor. Böylece alıcı, konut üzerinde haciz veya herhangi bir irtifak hakkı (kullanma ve yararlanma hakkı) olup olmadığını öğrenebilir.
Diğer yandan, tapu siciline güven ilkesi uyarınca tapu kütüğündeki tescile dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan iyi niyetli üçüncü kişinin bu kazanımı korunuyor.
TCMB verilerine göre Türkiye'de konut fiyatları Şubat’ta bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 96,4 artarak rekor tazeledi
Satış Vaadi Sözleşmesi İsteyebilirsiniz
Konut satışlarında devir aşamasına gelindiğinde mülk sahibinin anlık fiyat artışı talep ettiği veya fiyatların daha çok yükseleceği beklentisiyle satıştan vazgeçtiği belirtiliyor.
Satış şartlarında anlaştıklarını düşünen alıcı devir aşamasına kadar kredi almış, tasarruflarını nakde çevirmiş veya birtakım taahhütler altına girmiş olabiliyor.
Bu durumda mağduriyetin önlenmesi için taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılması tavsiye ediliyor.
Bu sözleşme noterde ve en çok 10 yıllık süre için yapılır ve tapuya şerh edilirse satıcı dışında üçüncü kişilere karşı da öne sürülebilir.
Konut fiyatlarındaki aşırı artışın sonucu olarak son dönemde konut satın alanların önceliklerinin depreme dayanıklılık değil nispeten düşük fiyat olduğu belirtiliyor.
Konut deprem yönetmeliğine aykırı inşa edilmişse veya imar affı kapsamına girmişse, ortaya çıkabilecek aykırılıklardan doğacak maddi ve manevi zararlara dikkat çekiliyor.
Sığınak olması gereken yerlerin konut haline getirilip ters dubleks ismiyle satışa sunulması bu aykırılıkların çok rastlanan örneklerinden. Alıcının konutu devralmadan bu gibi hususları da araştırması tavsiye ediliyor.
BETAM’ın Kiralık Konut Piyasası araştırmasına göre Türkiye’de ortalama kiralık konut ilan metrekare fiyatındaki yıllık artış Şubat’ta yüzde 84,2 ile 30 liraya yükseldi.
Yıllık kira artış oranı İstanbul’da yüzde 112,3, Ankara’da yüzde 106,7, İzmir’de yüzde 74 oldu
Vekaleten yapılan konut satış işlemlerinde mülk sahibinin ve alıcının zarara uğradığı da görülüyor.
Örneğin satış bedeli satıcının eline geçmiyor veya alıcı konuta fiilen sahip olmadan başkasına devrediliyor.
Mülk sahibi konut satışı için üçüncü şahsa yetki verecekse vekaletnamede satış bedelinin asile ödeneceğinin yazması öneriliyor. Bu şekilde para doğrudan mülk sahibine gidiyor.
Alıcı vekil tayin edecekse de vekaletnamenin sadece belirli süre içinde ve mümkünse konutla ilgili detay verilerek satın almaya olanak sağlayacak şekilde düzenlenmesi öneriliyor.
Belirli bir iş için her türlü işlemi yapmayı sağlayacak genel vekaletname düzenlenmesi önerilmiyor.
Öte yandan, örneğin yetkisi olmayan vekil, konutu üçüncü kişiye devredip o kişi adına tescil edilmesine neden olmuş olabilir.
Mülk sahibi, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açabilir.