Her 5 kadından birinde ve her 10 erkeğin birinde görülen migren hastalığının hava şartlarından olumsuz etkilendiğini vurgulayan uzmanlar, iklimi soğuk olan bölgelerde migrenin daha şiddetli yaşandığına ve atak sayısının daha fazla olduğuna dikkat çekiyor.

Migren genellikle başın bir tarafında bazen de her iki tarafını etkileyen zonklayıcı ve şiddetli baş ağrısı ile ortaya çıkan, günlük hayatı ciddi bir şekilde zorlaştıran nörolojik bir hastalık olduğunu söyleyen Medicana International İstanbul Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Nöroloji Uzmanı Dr. Vugar Jafar, havaların soğumasıyla birlikte migren şikâyeti ile başvuranların sayısında önemli artış olduğunu ifade etti. Türk Nöroloji Derneği Baş ağrısı Çalışma Grubu bünyesinde gerçekleştirilen bir Türkiye çalışmasına göre ülkemizde migren sıklığının en yüksek olduğu bölge, Doğu Anadolu bölgesi. Doğu Anadolu’da migren sıklığı yüzde 24,1 olarak görülürken, Marmara Bölgesi’nde yüzde 22, İç Anadolu’da yüzde 20, Akdeniz Bölgesi’nde yüzde 15,7, Karadeniz Bölgesi’nde yüzde 21,6, Güneydoğu Anadolu’da ise yüzde 20,4 olarak görülüyor. 

HAVA BASINCI DEĞİŞİKLİKLERİ DE ETKİLİ

Migrenin genetik faktörlerin yanında çevresel şartlardan çok etkilenen bir hastalık olduğuna dikkat çeken Dr. Jafar, “Genetik ya da kalıtsal migren eğilimi sizi ataklara daha yatkın hâle getiriyor. Dış faktörler ise atakları tetikleyerek ne zaman ortaya çıkacağını belirliyor. Migreni olan kişiler özellikle değişime karşı hassastır. Hava durumu bu değişimlerden en önemlisidir. Basınç değişiklikleri, aşırı sıcak, aşırı soğuk, fırtına ve şimşek, serotonin ve diğer beyin kimyasallarının seviyelerini değiştirerek bu migren ataklarının ortaya çıkışını tetikleyebilir” dedi.

2025 asgari ücreti 22 bin 104 TL olarak belirlendi 2025 asgari ücreti 22 bin 104 TL olarak belirlendi

STRES ÖNEMLİ TETİKLEYİCİ

Havadaki ısı değişikliklerinin yanında aşırı stres, hormonal değişiklikler (özellikle kadınlarda), susuzluk, uyku düzenindeki değişiklikler ve parlak ışıkların migren ataklarını tetiklediğine dikkat çeken Dr. Jafar, Türkiye de yapılan bir başka araştırmada hava olaylarından şimşeğin de hastalığın ortaya çıkışını artırdığını belirtti. Dr. Jafar, “Bu çalışmada şimşekli günlerde baş ağrısı yaşama ihtimalinin diğer günlere kıyasla 1,31 kat daha yüksek olduğu bulunmuştur. Gök gürültülü fırtınalarla ilişkili diğer hava faktörleri göz önünde bulundurulduktan sonra bile bu oran 1,18 olarak yüksek kalmıştır. Parlak ışıklar ve güneş parlaması; örneğin yaz günlerindeki yoğun güneş ışığı tetikleyici olabilir. Migren ışığa karşı artan hassasiyete neden olur ve aşırı ışığa maruz kalmak tetikleyici olabilir. Uzun, sıcak ve güneşli günlerde uyku da etkilenebilir ve uykunun bölünmesi atak ihtimalini daha da artırabilir” dedi.

AĞRIYI GELMEDEN ENGELLEYİN!

Her migrenlinin tetikleyicileri aynı olmasa da genel olarak uyku düzenine dikkat edilmelidir, kişi uykusuz kalmamalı, düzenli uyku ve uyanma saatlerine uymalıdır. Uzun sureli aç kalmamalıdır, öğün atlamamalıdır, özellikle kahvaltı öğünü oldukça önemlidir. Rüzgârda dolaşmamak, sabah duş alıp dışarı çıkmamak, yoğun fiziksel aktiviteden kaçınmak atakların gelmesini engelleyebilmektedir. Bazı hastaların yanlış olarak düşündükleri gibi tetikleyicilerin üzerine gitmek baş ağrısı ataklarının gelmesini engellemediği gibi atakların sıklığını ve şiddetini de artırmaktadır….

AĞRI KESİCİLER DE BAŞ AĞRITIYOR!

Hastaların, genellikle baş ağrısı ataklarını kesmek için fazla miktarda çeşitli ağrı kesiciler kullandığına işaret eden Dr. Vugar Jafar, “Ancak ağrı kesiciler bir süre sonra yeterli gelmediği gibi ağrıların devamlı bir hâl almasına sebep olmakta ve mide, böbrek, karaciğer gibi organlarda yan etkiler oluşturmaktadır. Bu gibi durumlarda ilk etapta atakları önlemeye, baş ağrılarının şiddetini azaltmaya yönelik koruyucu tedaviye başlanmaktadır. Migren tedavisinde önleyici tedbirler çok önemlidir. Ağrı durumunda hekimin önerdiği akut ağrı kesicilerin çantada olması faydalıdır” şeklinde bilgi verdi. Bazı hastalar için migren ağrısına ilaç kullanmadan ya da ilaca ek olarak yapılabilecek bazı davranışlar da olduğuna işaret eden Dr. Japar, “Başa buz dolu torba koymak (veya soğuk suyun altına başın tutulması), boyna sıcak uygulamak veya boyun masajı, karanlık sessiz bir ortamda dinlenmek ve uyumak olabilir” dedi.

Editör: Türkiye Kulisi