Kadrolu memurlara doğum, evlilik ve ölüm gibi kanunla belirlenmiş mazeret halleri dışındaki durumları nedeniyle bir yıl içinde toptan veya bölümler halinde, on gün izin verilebiliyor. Zorunlu durumlarda bu on günlük süreden ayrı on gün daha mazeret izni verilebiliyor.
Ancak ikinci kez verilen bu izin yıllık izinden düşülüyor. Sözleşmeli personel için ise bu kapsamda on günlük mazeret izni bulunmasına rağmen bu iznin kullanılmasında, yıllık izin bulunmama şartı bulunuyor. Yani yıllık izni bulunan sözleşmeli personel mazeret izni kullanamıyor. Ayrıca sözleşmeli personelin bu kapsamda ikinci bir on gün mazeret izni hakkı bulunmuyor.
BİRİNE 6, DİĞERİNE 3 AY
Kadrolu memurun bakmakla yükümlü olduğu veya memur refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması hallerinde, bu durumu sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, üç aya kadar ücretli izin veriliyor. Gerektiğinde bu süre aynı şartlarla bir katına kadar uzatılıyor. Dolayısıyla memurun bu bağlamda altı aya kadar ücretli izin hakkı bulunuyor.
ANA, BABA, EŞ…
Sözleşmeli personelin ise bakmakla yükümlü olduğu veya sözleşmeli personel refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının bulunması hallerinde, bu hallerin sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla, istekleri üzerine üç aya kadar ücretli izin veriliyor. Bu kapsamda kadrolu memurlar altı aya kadar ücretli olarak yakınları için refakat izni kullanabilmekteyken sözleşmeli personelin ise üç aya kadar ücretli izin hakkı bulunuyor.
ÜCRETSİZ İZİN KULLANIMI
Kadrolu memurlar için gerek 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda, gerekse diğer düzenlemelerde tanımlanmış çok geniş bir ücretsiz izin hakları bulunmaktadır. Sözleşmeli personel için ise tanımlanmış ve kadrolu memurlar kadar geniş içerikli özel bir ücretsiz izin düzenlemesi bulunmuyor
Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar çerçevesinde, doğum, evlat edinme, memur veya diğer personel kanunlarına tabi olan eşinin yurtdışında sürekli göreve atanması veya en az altı ay süreyle yurtdışında geçici olarak görevlendirilmesi, askerlik sebebiyle, hizmet sözleşmesi feshedilen sözleşmeli personelin pozisyonu saklı tutulmakta ve istekleri halinde bu personel ayrıldığı kurumunda yeniden hizmete alınıyor.
ŞARTLARI NEDİR?
Fakat bu personelin;
- Sözleşmesinin feshi sebebiyle iş sonu tazminatı almamış olması,
- Doğum ya da üç yaşını doldurmamış bir çocuğun eşle birlikte veya münferit olarak evlat edinilmesi veyahut sözleşmeli personel olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi nedenleriyle hizmet sözleşmesini feshedenlerin, doğum izninin veya evlat edinme nedeniyle kullanılan iznin bitiminden itibaren en geç 2 yıl,
- Memur veya diğer personel kanunlarına tabi olan eşinin yurtdışında sürekli göreve atanması veya en az altı ay süreyle yurtdışında geçici olarak görevlendirilmesi nedeniyle hizmet sözleşmesini feshedenlerin eşinin görev süresi bitiminden itibaren en geç 30 gün,
- Askerlik sebebiyle hizmet sözleşmesi feshedilenlerin terhis tarihinden itibaren en geç 30 gün içinde yeniden istihdam edilmek üzere ayrıldığı kurumuna yazılı talepte bulunması halinde, yeniden hizmete alınması mümkün oluyor. Bu şekilde göreve dönülmesinde personel ile yapılacak sözleşme eski sözleşmenin devamı niteliğinde oluyor.
YARIM ÇALIŞMADA SORUN VAR
Kadrolu memurlardan doğum yapanlara analık izni süresi sonunda, isteği halinde çocuğun hayatta olması şartıyla analık izni bitiminde başlamak üzere ayrıca süt izni verilmeksizin;
- Birinci doğumda iki ay,
- İkinci doğumda dört ay,
- Sonraki doğumlarda ise altı ay süreyle günlük çalışma süresinin yarısı kadar çalışabiliyor.
Çoğul doğumlarda bu sürelere birer ay ilave edilir. Çocuğun engelli doğması veya doğumdan sonraki 12 ay içinde çocuğun engellilik durumunun tespiti hallerinde bu süreler 12 ay olarak uygulanıyor.
EVLAT EDİNİRSE…
Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu eşiyle birlikte veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi halinde memur olan eşleri de istekleri üzerine çocuğun teslim edildiği tarihinden başlayan sekiz haftalık analık izninin bitiminden itibaren bu haktan aynı esaslar çerçevesinde yararlandırılıyor. Memurların bu şekilde mazeret izinleri kapsamında kullandıkları yarım zamanlı çalışma sürelerinde ücret ve mali hakları tam olarak ödeniyor. Ancak sözleşmeli personelin bu kapsamda analığa bağlı olarak mazeret izinleri içerisinde yarım çalışma hakkı bulunmuyor.
SÖZLEŞMELİLERİN HAKLI TALEPLERİ
Aynı kamu kurumunda, hatta aynı odada, hatta yan yana iki masadan çalışanlardan biri kadrolu memur olarak pek çok hakka sahipken, yanında kendisiyle aynı işi yapan sözleşmeli personelin söz konusu haklara sahip olmaması, adil olmadığı gibi, kamu görevlerinde çok önemli olan motivasyonu dinamitleyen bir durum olarak karşımıza çıkıyor.
UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ YAPAMIYOR
Sözleşmeli personelin kadrolu memurlar gibi eş durumu veya diğer nedenlerle kurumlar arası nakil hakkı bulunmuyor, iş güvenceleri kadrolu memurlar gibi olmayıp yıllık sözleşmelerle çalışıyor, statü veya ücretinin artmasını sağlayıcı görevde yükselme veya unvan değişikliği hakkı yok, doğum nedeniyle yarım çalışma izin hakları yok, yakınlarının sağlık sorunları nedeniyle ücretli refakat izin hakları kadrolu memurlara göre kısıtlı, Gelir Vergisi yükü fazla olunca haliyle, kadroya geçme arzu, istek ve çabaları da yüksek oluyor. Bu arzu ve isteklerinde de haksız değiller.
KALİTEYİ ARTIRIR
Çünkü yan yana iki masada aynı işi yapan insanlardan, biri kadrolu olarak pek çok hakka sahipken, yan masada aynı işi yapan sözleşmelinin bu haklara sahip olmaması, adil bir uygulama olmadığı gibi verimliliği düşüren bir uygulama. Aralık 2022’de tamamlanacağı açıklanan EYT yasa tasarısına konacak tek madde ile sözleşmeli personel kadroya geçirilerek, bu sorun kolayca çözülebilir. Böylece sözleşmeli personel de kadrolu memurla aynı hakka sahip olur ve uzun süredir devam eden huzursuzluk son bulur. Ayrıca bu durumun yaratacağı memnuniyetin kamu hizmetinde verimi ve kaliteyi de artıracağına da hiç şüphe yoktur.