Bana sorulan sorular içinde evcil hayvanlar konu olduğunda hassas davranıyorum. Mesela ‘evlerde evcil hayvan beslenemez’ şeklindeki yönetim planlarına göre mahkemelerin evcil hayvanın uzaklaştırılması kararı vermesine şiddetle karşıyım.
Bunu zaman zaman köşemde dile getirdim. Evlerde beslenen evcil hayvanlar o ailenin bir parçasıdır. Bir aileyi bu kararla mağdur edemezsiniz.
Bu gibi olaylarda bakılacak tek husus, evdeki hayvanın komşulara zarar verip vermediğidir. Komşulara zarar verme konusunda ise insan-hayvan ayrımına gerek yok ki. Komşulara zarar veren bir aile ferdi için de başvurulacak hukuki yollar vardır.
Zira asıl mesele kimsenin, kimseye zarar vermeden yaşamasıdır. Nitekim saldırgan köpek türlerinin evlerde bakılması ve üretilmesi yasaklanmıştır. Ama kimseye zarar vermeyen, hatta hasta ve engelli vatandaşa yardımcı olan köpeklerin evlerden uzaklaştırılmasını mantık kabul eder mi?
İşte okuyucuma bu çerçeve içinde yanıt vereceğim. Komşular köpeklerden rahatsız. Bunun nedeni incelenmeli, gerçekten rahatsızlık verecek seviyede iseler ve evde hayvan beslemek için balkonda bile tadilat yapılıyor ise bu rahatsızlığın giderilmesi için kiracıya 30 günlük süre verilmeli, giderilmediği halde de tahliye davası açılmalıdır.
Konu açılmışken, hayvanlara işkence yapılması veya sokak hayvanlarının öldürülmesi durumunda tayin edilen cezaların da caydırıcılıktan uzak olduğunu hatırlatayım. Şaka gibi cezaların caydırıcı olmadığı kesindir.
Bir gerçek olarak onların da bir can taşıdığını, acı ve sizi duyduklarını, onların da dünyaya gelmiş olmaları nedeni ile yaşamaya hakları olduğunu kabul etmemiz şarttır. Mesela vahşi bir hayvan olarak kabul ettiğimiz bir kurdun öldürülmesi nedeni ile verilecek 6 bin TL ceza caydırıcı olabilir mi? Yine fikrimi tekrarlamak isterim: Avcılık bir spor değildir!