Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen ve 4 saat 10 dakika süren Kabine Toplantı'nın ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Deprem bölgesi 6 Şubat‘tan beri istisnasız her gün, her an olduğu gibi geçtiğimiz haftalarda da yine gündemimizin ilk sıralarındaydı. Kimi vicdan ve ahlak fukaraları hala depremzedelere hakaret etmekte, onların acıları üzerinde tepinmekte ısrar ederken biz yaraları sarmayı sürdürüyoruz. Konteynır kent kurulumlarını tamamlayıp talep eden hak sahiplerini buralara yerleştirdik. Yardımları sistemli bir şekilde ulaştırıyoruz. Şehirlerimizi hızla yeniden ayağa kaldırmak için bölgede ardı ardına temel atma törenleri gerçekleştiriyoruz. Son temel atma töreni ile birlikte Adıyaman’da söz verdiğimiz 65 bine yakın konut ve köy evinin yarısından fazlasının inşasına başlamış olduk. Depremde en büyük yıkımı yaşayan Hatay’da ise son temel atma ile beraber 50 bin konut, köy evi ve iş yerinin inşa çalışmaları devam ediyor. Yerinde Dönüşüm Projemize Hatay’daki başvuru sayısı 86 bini geçti. Dolayısıyla bu şehrimizi de kısa sürede ayağa kaldırmanın gayreti içindeyiz. İnşallah yakında temel atmanın yanı sıra açılış törenleri ile de yeni evlerine kavuşmalarının sevincini depremzedelerimizde paylaşacağız" dedi.

'MECLİSİN AÇILMASIYLA YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARIMIZI YENİDEN BAŞLATACAĞIZ'

Erdoğan, konuşmasının devamında, "Eylül’ün ilk günü yapılan adli yıl açılış töreninde ülkemizin adalet sistemine bugüne kadar yaptığımız katkıları hatırlatırken yeni Anayasa çağrımızı da tekrarladık. Yeni adli yıl da tüm vatandaşlarımızın adaleti erişimini kolaylaştırmaya devam edeceğiz. İçinde bulunduğumuz yıl bitmeden yapılacak sınavla bin hakim ve savcı yardımcısı alarak kapasitemizi güçlendireceğiz. Başta deprem bölgesi olmak üzere ihtiyaç duyulan 9 ilimiz ve ilçelerimizde yeni adliye binalarının yapımı için ihaleye çıkıyoruz. Türkiye’yi darbe Anayasasından tamamen kurtarıp demokrasimize yakışır sivil bir Anayasa ile buluşturma çabalarımızı Meclisimizin açılması ile birlikte ittifak ortaklarımızda istişare içinde yeniden başlatacağız. Milli teknoloji hamlemizin sembolü olarak gördüğümüz TEKNOFEST’in Ankara organizasyona katılarak gençlerimiz de geçmişten bugüne ve geleceğe uzanan samimi bir hasbihalde bulunduk. Gerek başvuru sayısı gerekse ziyaretçi sayısı artık milyonlara ulaşan TEKNOFEST gençlerimizin önlerine konan bentleri yıkıp geçtiğini, zincirleri parçalayıp attığını gösteriyor. İnşallah yarın bayrağı bu gençlerimize devrettiğimizde gözümüz arkada kalmayacak" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Soçi'ye bir ziyaret gerçekleştirdiğini de hatırlatarak, "Dün Soçi’de Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ile oldukça kapsamlı ve verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Rusya-Ukrayna savaşının sürdüğü tahıl koridoru başta olmak üzere pek çok insani gündemin masada olduğu bir dönemde bu görüşmenin kıymetinin tüm dünya tarafından taktir edildiğine inanıyorum" dedi.

'İNŞALLAH O GÜNLERİ DE YAKINDA GÖRECEĞİZ'

Erdoğan, geçtiğimiz ayın son günü Türkiye’nin 2023 yılı 2’nci çeyrek büyüme rakamlarının açıklandığını anımsatarak konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Buna göre yılın ilk çeyreğinde düzeltilmiş rakamı ile yüzde 3,9 büyüyen Türkiye ekonomisi 2’nci çeyreği de yüzde 3,8 ile tamamladı. Böylece Türkiye 2023 yılı 2’nci çeyreğinde OECD ülkeleri arasında Kosta Rika’nın ardından en yüksek oranda büyüyen 2’nci, G-20 ülkeleri arasında ise Çin ve Endonezya’yı takiben 3’üncü devlet olmayı başardı. 2’nci çeyrek ihracat rakamlarımızda da benzer bir tabloyu görüyoruz. Türkiye G-20 ülkeleri arasında mal ve hizmet ihracatını artıran 3 ülke arasında yüzde 2,3 oranıyla 2’nci sırada yer alıyor. Ağustos ayını yine bir rekoru ifade eden 21,6 milyar dolarlık ihracatla kapattık. Yılın ilk 8 ayındaki ihracatımız 165 milyar doları, yıllık ihracatta 253 buçuk milyar doları bulmuştur. Türk Lirası ile yapılan ihracat rakamının yılın ilk 8 ayında 361,6 milyar liraya yükselmesi cari açığımız bakımından sevindirici bir gelişmedir. Orta yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatımızın toplam ihracat içindeki payının yüzde 40’ı geçmesi de bir diğer sevindirici haberdir. Dünya ticaretinden aldığımız pay ise yüzde 1,04 bu seviyeye kadar çıkmıştır. Tüm bunlara rağmen henüz cari fazla konusunda arzu ettiğimiz seviyeye gelememiş olmamızı bir hayıflanma olarak ifade etmek istiyorum. İnşallah o günleri de yakında göreceğiz."

'BEKLENMEDİK DURUMLARLA KARŞILAŞTIĞIMIZ OLUYOR'

Erdoğan, yaşanılan deprem felaketine ve küresel ticarette yaşanan küçülmeye rağmen elde edilen büyüme başarısının istihdamın ve üretimin korunmasını sağladığını bildirerek şunları söyledi:

"Bu verilerin açıklanmasıyla pek çok uluslararası kuruluş ülkemizin 2023 büyümesi ile ilgili tahminlerini yukarı yönlü revize etmeye başlamıştır. Esasen biz arkadan gelen düzeltme çabalarıyla eskiden beri sıkça karşılaşıyoruz. Uluslararası kuruluşların bazısı art niyetli olarak bazısı da potansiyelimizi kavrayamadıkları için her alanda düşük değerlendirme rakamları açıklıyor. Ülkemiz içinden birileri de maalesef bu çarpıklığa yaydıkları yalan yanlış malzemelerle destek veriyor, teşvik ediyor. Günün sonunda Türkiye’nin üretim ve istihdam gücüne uygun sonuçlar elde etmesi ile ortaya çıkan rakamlar elbette bu oyunu bozuyor. Buna rağmen ısrarla aynı yanlışı yapmayı sürdüren kuruluşların kendi itibarlı bir zarar verdikleri bir gerçektir. Biz kimsenin ne dediğine bakmadan yatırım istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla ile ülkemizi büyütme hedefimize doğru kararlılıkla yürüyoruz. Elbette bu meşakkatli yolda kimi zaman beklenmedik durumlarla karşılaştığımız hatta küçükte olsa gerilemeler yaşadığımız oluyor. Ama her seferinde hızla toparlanıp eskisinden de iyi neticelerle yolumuza devam ediyoruz. Ülkemiz ekonomisinde son dönemde yaşanan hadiseleri dünyayı ve Türkiye’yi doğru okuyarak tespit ve teşhis eden pek az objektif ve vicdanlı iktisatçıya da rastlıyoruz. Niyetler ve yaklaşımlar farklı olduğu için ekonomiden diplomasiye hemen tüm alanlarda Türkiye’nin hayrına fikirler ortaya koyan, teklifler sunan az sayıda aydın görüyoruz."

'ENFLASYONU DİZE GETİRECEĞİMİZE TÜM KALBİMİZLE İNANIYORUZ'

Erdoğan, muhalefete ilişkin "Türk siyasetinin muhalefet cenahındaki kifayetsiz ama bir o kadar da muhteris iklim maalesef insanlarımızı medya mensuplarımızı ve bunlardan beslenen kesimleri de zehirlemektedir. Evine, arabasına, malına, hizmetine, ekonomik gerekçelerle izah edilemeyecek fahiş fiyatlar isteyerek enflasyonla mücadelemize zarar verenleri işte bu zehirli iklim yoldan çıkarmaktadır. Yalan yanlış çarpıtma esiri hezeyanların cehaletin en önemlisi de sinsi operasyonların kol gezdiği sosyal medyadan etkilenerek bu furyaya katılanların sayısı da az değildir. Hayat pahalılığıyla mücadelemizin önündeki en büyük nakısa işte bu çarpık anlayışın tıpkı zehirli bir hava gibi her yere yayılmasıdır. Ağustos ayı verileri ile birlikte yıllık enflasyonun yüzde 56 yükselmesi, hayat pahalılığı ile mücadelemizi daha sıkı yürütmemiz gerektiğine işaret ediyor. Hiç şüphesiz bu uzun, zorlu ve sabır isteyen bir süreçtir. Nice badirelerin üstesinden gelen bir yönetim olarak Allah’ın izniyle enflasyonu da dize getireceğimize tüm kalbimizle inanıyoruz. Ülkemizde hayat pahalılığının gerekçelerine baktığımızda hammadde, nakliyat, enerji, işçilik, kira gibi unsurların öne çıktığını görüyoruz. Döviz kurundaki ve enflasyondaki yükselişte fiyatları doğrudan etkiliyor. Ancak etiketlerde ve ilanlarda tüm bu faktörlerdeki değişimlerle izah edilemeyecek yüksek oranlarda fiyat artışları yapıldığına şahit oluyoruz. Çalışanların ücretine yapılan her artış, daha para insanların cebine girmeden kat ve kat fazlasıyla A’dan Z’ye her ürüne, her hizmete yansıtılıyor" dedi. 

'BİR FİYATLAMA GÜDÜSÜYLE KARŞI KARŞIYAYIZ'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında, birçok ürüne aşırı derecede zam yapıldığına dikkat çekerek, "Petrol fiyatlarındaki her artış etiketlere aktarılırken düşüşler görmezden geliniyor. Üstelik aynı ürün veya hizmetin farklı yerlerdeki fiyatları arasındaki makasın çok açıldığı durumlar da var. Demek ki kurdaki ve enflasyondaki artış oranlarının ötesinde bir fiyatlama güdüsüyle karşı karşıyayız. Bu da karşımızdaki sorunun ekonomik değil psikolojik olduğuna, hayat pahalılığıyla enflasyonun farklı gerçekleri gösterdiğini işaret ediyor. Devlet olarak bir yandan hayat pahalılığını körükleyen psikolojik faktörler ve bu durumu fiyatlara yansıtan mekanizmalarla mücadele ediyor bir yandan enflasyonu düşürecek programları kararlılıkla uyguluyoruz'' dedi.

'OTOMOBİL BAYİSİ VE GALERİCİLERE 221 MİLYON LİRA PARA CEZASI KESİLDİ'

Erdoğan, vatandaşları enflasyona karşı korumak adına gerekli adımları attıklarını ve atacaklarını belirterek şöyle konuştu:

''Her türlü yalanla ve iftira ile idari kurumlar ve yargı nezdinde mücadelemizi sürdürürken vatandaşlarımızı bu zehirli iklimin yol açtığı zararlardan korumak için gereken adımları da atıyoruz. Son olarak taşınmaz malların ve ikinci el araçların ticareti ile ilgili bir düzenleme yaptık. İlan sitelerinde sahte hesaplar üzerinden fiyatları şişirenleri ve bilgi kirliliğine yol açanları engellemek amacıyla ilanlarda kimlik doğrulaması mecburiyeti ve para cezası müeyyidesi getirdik. Sektördeki arz- talep dengesini bozacak şekilde hareket eden otomobil bayisi ve galericilere bugüne kadar 221 milyon lira idari para cezası kesildi. Fahiş fiyat ve stokçuluk yaptıkları tespit edilen perakendecilere kesilen ceza miktarı da 188 buçuk milyon lirayı geçti. Tüketici şikayeti üzerine yapılan denetimlerde de 163 milyon lira idari para cezası muhataplara uygulanmıştır. Yılbaşında tüketicilerin şikayetleri doğrultusunda hazırladığımız yeni düzenlemeler yürürlüğe girecek. Elektronik ticaret platformlarının işleyişi de hem tüketiciler hem küçük ölçekli işletmeler bakımından yakından takip ettiğimiz hususlar arasındadır" dedi.

'BU ÜLKEYİ BİR AVUÇ AZINLIĞIN MALI GÖRENLERİN DEVRİ KAPANMIŞTIR'

Erdoğan, hazırlıkları başlayan 2024 bütçesinde gereken adımları atacaklarını bildirerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bununla beraber milletimizi karamsarlığa sürükleyerek çalışma, üretme, mücadele azmini kırmak isteyenler aklımıza gelen gelmeyen her mecrayı kullanıyor. Öyle ki mesele siyasi ve ekonomik manipülasyonları aşan, insanlarımızın günlük hayatlarındaki hak ve özgürlüklerini hedef alan nobranlıklara kadar varmıştır. Otobüslerde, metrolarda, mağazalarda, yolda, insanlarımızı taciz etme noktasına varan küstahlıklarla daha çok karşılaşmaya başladık. Kültür, sanat gibi spor gibi hepimizi müşterek değerlerimiz, sevinçlerimiz, gururlarımız etrafında birleştirmesi gereken alanları ne yazık ki bozgunculuk aracı haline getirmeye kalkanlar olduğunu görüyoruz. Hiç kimse kusura bakmasın. Bu ülkeyi bir avuç azınlığın malı, bu milleti de aynı azınlığın kölesi olarak gören müstekbirlerin devri çoktan kapanmıştır. Özellikle sandıkta yaşadığı hezimetin faturasını 28 milyon vatandaşımıza kesmeye çalışan kibir kuleleri tamamen beyhude bir uğraş içindedir. Herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olsun olmasın tüm bireylerin var olma, yaşama, kendini ifade etme hakkına ve oy tercihlerine saygı göstermek mecburiyetindedir. Sırf yabancı diye, sırf başka bir dil konuşuyor diye, sırf başörtülü, çarşaflı, takkeli, sakallı diye insanlara laf atmak, hakaret etmek asla kabul edebileceğimiz bir davranış değildir. İşine geldiği zaman başörtülüyü yanına al yakasına kalk bir de partinin rozetini tak ama öbür tarafta Marmaray’da veya otobüslerde bu hanımefendilere hakaret et. Kendi özgürlük alanını diğerlerinin haklarının eşiğinde sınırlamayı bilmeyen faşist zihniyet hem milletimiz nezdinde hem yargı önünde hesap vermeye mahkumdur."

'MİLLETİN SİZE ATTIĞI BU ŞAMARDAN HALA DERS ALMADINIZ'

Erdoğan konuşmasının devamında, "Ülkemizde zaman zaman hortlayan bu tür azgın azınlık vakalarının gerisindeki zihniyetle, siyasi istismarla ve sosyal sapkınlıkla mücadelemiz ilanihaye sürecektir. Açık konuşuyorum. Kim olduğunuzu biliyoruz. Niçin böyle yaptığınızı biliyoruz. Neyi amaçladığınızı da biliyoruz. Bunun için neleri kullandığınızı biliyoruz. Biz hala aynı şeyi söylüyoruz. Aynı yerde duruyoruz. Başaramayacaksınız. Bu millet sizin mandacı zihniyetinize de sapkın heveslerinize de sinsi yöntemlerinize de eyvallah etmedi etmeyecek. İşte bunu 14 Mayıs’ta gördük. 28 Mayıs’ta gördük. Ama milletin size attığı bu şamardan hala ders almadınız, akıllanmadınız ve hala akıllanmıyorsunuz" dedi.

'BİR TEK TERÖR ÖRGÜTLERİNİN MEMNUNİYET DUYDUĞU TABLOYU KABUL ETMİYORUZ'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak ve Suriye’deki son günlerde yaşanan gelişmeler ve tartışmalara ilişkin şunları söyledi:

Şimdiden kesinleşti: 2024 "en sıcak yıl" olacak Şimdiden kesinleşti: 2024 "en sıcak yıl" olacak

"Gerek bölgedeki aktörler gerek bölge dışındaki aktörler öncelikle şu tarihi hakikatleri kabul etmek durumundadır. Irak ve Suriye’yi de içine alan coğrafyanın bin yıllık, bin 500 yıllık demografik gerçeklerini dikkate almayan hiçbir tasarrufun bölgede başarı şansı yoktur. Selçuklu idaresinde kaldığı 250 yıl ve Osmanlı idaresinde kaldığı 400 yıl boyunca bölgede yaşanan nispi huzurun gerisinde demografik gerçeklere uygun yönetim tarzı vardır. Geçtiğimiz 1-1,5 asırdır bölgede hüküm süren kargaşanın ve yaşanan acıların, zulümlerin sebebi de ortadadır. Bölge, işbirlikçi küçük bir kesim dışında kimseye faydası olmayan emperyalist hesapların ve çekişmelerin arenası haline getirilmiştir. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Son 30 yıldır Irak’ta 2 milyon, Suriye’de 1 milyon insanın ölümüne yol açan iç karışıklıklar ve işgallerin kanlı izleri hafızalarımızda hala canlıdır. Filistin yarası neredeyse her gün yeni masum canları alarak kanamaya devam ediyor. Mekke‘deki Kabe ve Medine’deki Mescidi Nebevi’den sonraki 3’üncü kutsal mabedimiz Mescidi Aksa sık sık kirli postalların tacizine uğruyor. Türkü’yle, Arabı’yla, Kürdü’yle diğer inanç ve etnik gruplarıyla herkesin huzursuz olduğu, bir tek terör örgütlerinin memnuniyet duyduğu bu tabloyu biz kabul etmiyoruz. Bunun için bölgedeki tüm ülkeleri tüm etnik ve mezhebi farklılıklarıyla her kesimi kucaklayan zor günlerinde yanlarında olan bir yaklaşım sergiliyoruz."

'KERKÜK MERKEZLİ YAŞANAN TARTIŞMALARA BU ZAVİYEDEN BAKIYORUZ'

Erdoğan, sınırların güvenliğini sağlarken aynı zamanda bölgenin dengelerini de gözeten bir hareket tarzı izlediklerini ifade ederek, "Irak’ta Kerkük merkezli olarak yaşanan tartışmalara da bu zaviyeden bakıyoruz. En doğru sağlıklı ve sürdürülebilir çözümün Kerkük şehri başta olmak üzere bölgenin demografik gerçeklerini gözeten bir idari yapının tesisinden geçtiğine inanıyoruz. Suriye’de de Amerika’yı defalarca bölücü terör örgütü ile iş birliği yapmaması, bu şekilde davranmayı sürdürmesi halinde ilerde hem kendi çıkarlarının hem de bölgenin zarar göreceği konusunda uyardık. Nitekim son günlerde yaşanan gelişmeler endişelerimizin ve ikazlarımızın haklılığını açıkça gösteriyor. Rejimin çözümün değil sorunun bir parçası olma inadı bölgedeki sıkıntıları daha da derinleştiriyor. Türkiye olarak Suriye’nin toprak bütünlüğü etnik ve mezhebi bir yapı dahil demografik gerçekleri esasına dayalı kalıcı bir çözüm için çalışmayı sürdürmekte kararlıyız. Amerika, Rusya, İran ve rejim dahil bölgedeki gruplar üzerinde etkinliği olan tüm tarafları da bu doğrultuda gayret sergilemeye davet ediyoruz. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sürdüğü, Kafkaslarda Ermenistan’ın kışkırtıcı tavırları başta olmak üzere dengelerin hassasiyetini koruduğu, Balkanlar’ın yeniden çatışmaya sürüklenmek istendiği, bunların yanında dünyanın 4 bir yanında yeni krizlerin emarelerinin filizlendiği bir dönemde güney bölgemizin istikrarı ve güvenliği ülkemizin öncelikleri arasında en üst sıralarda yer almayı sürdürecektir" dedi.

'BİR SONRAKİ TOPLANTIMIZDA HER 2 KONUYA İLİŞKİN DETAYLARI PAYLAŞACAĞIZ'

Erdoğan, bugünkü kabine toplantısında millete meydanlarda verdikleri sözleri ülkenin ve küresel ekonominin şartlarını da göz önünde bulundurarak hayata geçirdiklerini bildirerek, "Yüksek öğretimde okuyan öğrencilerimize taahhütümüz olan 10 GB internet ve cep telefonu desteği konusunu değerlendirdik. Cumhurbaşkanı yardımcımızı ve ilgili bakanlarımızı kabinemize sundukları çalışmayı tekemmül ettirmeleri hususunda talimatlandırdık. Nihai çalışmaya göre inşallah bir sonraki toplantımızda her 2 konuyla ilgili detayları gençlerimizle paylaşacağız. Aile ve Gençlik Bankası ile evlenecek gençlerimize uygun şartlarda kredi meselesi de yakın takibimizde. Aile yapımızın korunması ve istikbalimiz adına büyük önem verdiğimiz bu projemizi gerçeğe dönüştürmekte kararlıyız. Tarımsal üretim ve kırsal kalkınmayı desteklemek amacıyla çiftçilerimize bugüne kadar toplam 40 milyar liralık ödeme yaptık. 2024 yılında da bu desteklerimizi verimliliği esas alan bir yaklaşımla sürdüreceğiz. 2022 yılında ilk defa hububat için mazot ve gübre destekleri kasım ayından itibaren ayni olarak kullanmak üzere çiftçilerimizin Ziraat Bankası hesaplarında tanımlanmıştı. Üreticilerimiz önceden desteklerini kullanma imkanına kavuşmuştu. Buradan bir müjdemizi çiftçilerimize paylaşmak istiyorum. 2024 yılı Mart ayında ödenecek olan 2023 üretim yılı buğday, arpa, yulaf, çavdar, çeltik üreticilerimizin mazot ve gübre desteklerini 2023 Ekim ayından itibaren Ziraat Bankası hesaplarında tanımlayacağız. Ödemeyi öne çekerek kışlık ekimleri öncesinde üreticilerimizin yanında olacağız. Bu kapsamda toplam 11 buçuk milyar liralık desteği çiftçilerimizin istifadesine sunacağız. ‘Hayırlı uğurlu olsun’ diyorum" ifadesini kullandı.

'KAZANIMLARIN HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUM'

Erdoğan, son olarak konuşmasında, "Son 21 yıldır asla taviz vermediğimiz prensiplerin başında çalışanlarımızın enflasyona karşı koruma ilkesi vardır. Hakem kurulumuz 2024 ve 2025 yılı için memur maaşlarına dair kesin kararını geçtiğimiz günlerde verdi. Kamu görevlilerimizi enflasyona ezdirmeme hassasiyetimizin burada da muhafaza edildiğini görüyoruz. Gerek maaş artış oranlarının gerekse ek kazanımların da hayırlı olmasını diliyorum. Bugünkü kabine toplantımızda ayrıca 2023-2024 eğitim öğretim yılı ile ilgili hazırlıklarımızı gözden geçirdik. 1 Eylül tarihi itibari ile daha önce ataması yapılan 49 bin öğretmenimiz görevlerine başladı. Bu sene ilk kez okulla tanışan evlatlarımızın uyum haftası ile öğretmenlerimizin seminer dönemi de dün başlamış oldu. 11 Eylül Pazartesi günü başlayacak eğitim öğretim yılında tüm öğretmen ve öğrencilerimize Rabbim’den başarılar niyaz ediyorum" dedi.

'BİR TEK TERÖR ÖRGÜTLERİNİN MEMNUNİYET DUYDUĞU TABLOYU KABUL ETMİYORUZ'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak ve Suriye’deki son günlerde yaşanan gelişmeler ve tartışmalara ilişkin şunları söyledi:

"Gerek bölgedeki aktörler gerek bölge dışındaki aktörler öncelikle şu tarihi hakikatleri kabul etmek durumundadır. Irak ve Suriye’yi de içine alan coğrafyanın bin yıllık, bin 500 yıllık demografik gerçeklerini dikkate almayan hiçbir tasarrufun bölgede başarı şansı yoktur. Selçuklu idaresinde kaldığı 250 yıl ve Osmanlı idaresinde kaldığı 400 yıl boyunca bölgede yaşanan nispi huzurun gerisinde demografik gerçeklere uygun yönetim tarzı vardır. Geçtiğimiz 1-1,5 asırdır bölgede hüküm süren kargaşanın ve yaşanan acıların, zulümlerin sebebi de ortadadır. Bölge, işbirlikçi küçük bir kesim dışında kimseye faydası olmayan emperyalist hesapların ve çekişmelerin arenası haline getirilmiştir. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Son 30 yıldır Irak’ta 2 milyon, Suriye’de 1 milyon insanın ölümüne yol açan iç karışıklıklar ve işgallerin kanlı izleri hafızalarımızda hala canlıdır. Filistin yarası neredeyse her gün yeni masum canları alarak kanamaya devam ediyor. Mekke‘deki Kabe ve Medine’deki Mescidi Nebevi’den sonraki 3’üncü kutsal mabedimiz Mescidi Aksa sık sık kirli postalların tacizine uğruyor. Türkü’yle, Arabı’yla, Kürdü’yle diğer inanç ve etnik gruplarıyla herkesin huzursuz olduğu, bir tek terör örgütlerinin memnuniyet duyduğu bu tabloyu biz kabul etmiyoruz. Bunun için bölgedeki tüm ülkeleri tüm etnik ve mezhebi farklılıklarıyla her kesimi kucaklayan zor günlerinde yanlarında olan bir yaklaşım sergiliyoruz."

'KERKÜK MERKEZLİ YAŞANAN TARTIŞMALARA BU ZAVİYEDEN BAKIYORUZ'

Erdoğan, sınırların güvenliğini sağlarken aynı zamanda bölgenin dengelerini de gözeten bir hareket tarzı izlediklerini ifade ederek, "Irak’ta Kerkük merkezli olarak yaşanan tartışmalara da bu zaviyeden bakıyoruz. En doğru sağlıklı ve sürdürülebilir çözümün Kerkük şehri başta olmak üzere bölgenin demografik gerçeklerini gözeten bir idari yapının tesisinden geçtiğine inanıyoruz. Suriye’de de Amerika’yı defalarca bölücü terör örgütü ile iş birliği yapmaması, bu şekilde davranmayı sürdürmesi halinde ilerde hem kendi çıkarlarının hem de bölgenin zarar göreceği konusunda uyardık. Nitekim son günlerde yaşanan gelişmeler endişelerimizin ve ikazlarımızın haklılığını açıkça gösteriyor. Rejimin çözümün değil sorunun bir parçası olma inadı bölgedeki sıkıntıları daha da derinleştiriyor. Türkiye olarak Suriye’nin toprak bütünlüğü etnik ve mezhebi bir yapı dahil demografik gerçekleri esasına dayalı kalıcı bir çözüm için çalışmayı sürdürmekte kararlıyız. Amerika, Rusya, İran ve rejim dahil bölgedeki gruplar üzerinde etkinliği olan tüm tarafları da bu doğrultuda gayret sergilemeye davet ediyoruz. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sürdüğü, Kafkaslarda Ermenistan’ın kışkırtıcı tavırları başta olmak üzere dengelerin hassasiyetini koruduğu, Balkanlar’ın yeniden çatışmaya sürüklenmek istendiği, bunların yanında dünyanın 4 bir yanında yeni krizlerin emarelerinin filizlendiği bir dönemde güney bölgemizin istikrarı ve güvenliği ülkemizin öncelikleri arasında en üst sıralarda yer almayı sürdürecektir" dedi.

GENÇLERE VERGİSİZ TELEFON

Erdoğan, bugünkü kabine toplantısında millete meydanlarda verdikleri sözleri ülkenin ve küresel ekonominin şartlarını da göz önünde bulundurarak hayata geçirdiklerini bildirerek, "Yüksek öğretimde okuyan öğrencilerimize taahhütümüz olan 10 GB internet ve cep telefonu desteği konusunu değerlendirdik.

Cumhurbaşkanı yardımcımızı ve ilgili bakanlarımızı kabinemize sundukları çalışmayı tekemmül ettirmeleri hususunda talimatlandırdık. Nihai çalışmaya göre inşallah bir sonraki toplantımızda her 2 konuyla ilgili detayları gençlerimizle paylaşacağız

Aile ve Gençlik Bankası ile evlenecek gençlerimize uygun şartlarda kredi meselesi de yakın takibimizde. Aile yapımızın korunması ve istikbalimiz adına büyük önem verdiğimiz bu projemizi gerçeğe dönüştürmekte kararlıyız. Tarımsal üretim ve kırsal kalkınmayı desteklemek amacıyla çiftçilerimize bugüne kadar toplam 40 milyar liralık ödeme yaptık. 2024 yılında da bu desteklerimizi verimliliği esas alan bir yaklaşımla sürdüreceğiz. 2022 yılında ilk defa hububat için mazot ve gübre destekleri kasım ayından itibaren ayni olarak kullanmak üzere çiftçilerimizin Ziraat Bankası hesaplarında tanımlanmıştı. Üreticilerimiz önceden desteklerini kullanma imkanına kavuşmuştu. Buradan bir müjdemizi çiftçilerimize paylaşmak istiyorum. 2024 yılı Mart ayında ödenecek olan 2023 üretim yılı buğday, arpa, yulaf, çavdar, çeltik üreticilerimizin mazot ve gübre desteklerini 2023 Ekim ayından itibaren Ziraat Bankası hesaplarında tanımlayacağız. Ödemeyi öne çekerek kışlık ekimleri öncesinde üreticilerimizin yanında olacağız. Bu kapsamda toplam 11 buçuk milyar liralık desteği çiftçilerimizin istifadesine sunacağız. ‘Hayırlı uğurlu olsun’ diyorum" ifadesini kullandı.

'KAZANIMLARIN HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUM'

Erdoğan, son olarak konuşmasında, "Son 21 yıldır asla taviz vermediğimiz prensiplerin başında çalışanlarımızın enflasyona karşı koruma ilkesi vardır. Hakem kurulumuz 2024 ve 2025 yılı için memur maaşlarına dair kesin kararını geçtiğimiz günlerde verdi. Kamu görevlilerimizi enflasyona ezdirmeme hassasiyetimizin burada da muhafaza edildiğini görüyoruz. Gerek maaş artış oranlarının gerekse ek kazanımların da hayırlı olmasını diliyorum. Bugünkü kabine toplantımızda ayrıca 2023-2024 eğitim öğretim yılı ile ilgili hazırlıklarımızı gözden geçirdik. 1 Eylül tarihi itibari ile daha önce ataması yapılan 49 bin öğretmenimiz görevlerine başladı. Bu sene ilk kez okulla tanışan evlatlarımızın uyum haftası ile öğretmenlerimizin seminer dönemi de dün başlamış oldu. 11 Eylül Pazartesi günü başlayacak eğitim öğretim yılında tüm öğretmen ve öğrencilerimize Rabbim’den başarılar niyaz ediyorum" dedi. 

Editör: Türkiye Kulisi