11 ili vuran depremlerde ağır hasar alan Hatay'ın Antakya ilçesinde enkaz altından gönderilmeye çalışan bir ses kaydı ortaya çıktı.
Depremde yıkılan Hatay Antakya'daki Elit Apartmanı'nda yaşayan 4 kişilik Gövce ailesinden, iş seyahati için 6 Şubat gecesi İstanbul'da olan baba Mümtaz Gövce dışında sağ kurtulan olmadı. 150 kişinin yaşamını yitirdiği apartmanda eşi Sena, kızları Ece Birce (6) ile Elif Eylül'ü (10) kaybeden Mümtaz Gövce, yaşadıklarını anlattı.
"ENKAZDAN 'KURTARIN' SESLERİ GELİYOR, BAKAKALIYORSUNUZ"
Depremden 8 ay önce apartmanın altında bulunan bir dükkanda kolonların kırıldığını farkedip durdurduklarını söyleyen Gövce, "Bu işlem orada bitti diye biliyoruz. Sonrasında kontrol de ettik. Dükkanların dış cephesi yapıldıktan sonra da bildiğimiz kadarıyla o işlem orada bitmişti." dedi
Deprem sonrası enkaz haline gelen apartmanın fotoğraflarının kendisine gönderildiğini söyleyen Gövce, Hatay'a 7 saatte vardığını ifade etti.
175 kişinin yaşadığı apartmanda 3. katta oturduklarını dile getiren Gövce, Yakınları orada olan kişilerle birlikte, ellerimizde enkazı kaldıralım dedik ama betonla savaş olmuyor. Öyle bir enkazı elinizle kaldıramazsınız. Düşünün ki her enkazın altından sesler duyuyorsunuz, 'Kurtarın beni, imdat' diye ama sadece bakakalıyorsunuz. Bu çaresizliği başka türlü yaşayamazsınız." dedi.
"ÖPTÜM, KOKLADIM, UYUYOR GİBİYDİLER"
Eşi ve kızlarını enkaz altından madencilerin çıkardığını anlatan Gövce, "Kızlarıma ulaştıklarında o kadar temizlerdi ki, stetoskop istediler. Çıkartıldıklarında öptüm, sarıldım, kokladım. Hala yanakları yumuşacıktı, mis gibi kokuyorlardı. Üzerlerinde hala ten kokuları vardı. Sanki 10 dakika önce vefat etmiş gibilerdi. Üçü de uyuyor gibiydi. Enkaz altından birçok cenaze çıkarttım ama insanın kendi yakını olunca çok başka oluyor." dedi.
"BABA ANNEMLERE ULAŞAMIYORUM, GALİBA BEN DE ÖLECEĞİM"
Gövce, enkaz altındayken 10 yaşındaki kızının kendisine WhatsApp'tan sesli mesaj gönderdiğini belirtti.
Şebeke çekmediği için sesli mesajın gelmediğini dile getiren Gövce, "Telefon benim elime geçtikten sonra, tekrar gönder tuşuna bastığımda hepsi benim telefonuma iletildi. Birinci sesli mesajında dediği şey de şu, 'Baba Antakya'da deprem oldu. Lütfen yardım et, ambulans çağır, konum at ben atamıyorum, bizi kurtarsınlar.' İkinci sesli mesajı, 'Baba sana ulaşamıyorum. Lütfen beni ara, bana yardım et. Baba, annemlere ulaşamıyorum, galiba ben de öleceğim.' Sonra bunu yazıya dökmüş. Bu telefon eşimin telefonuydu ama, kızımdaydı. O kadar yalnızlık duygusuna kapılmış ki kendisine 'Seni seviyorum' diye mesaj atmış. Kızım korkmuştur enkaz altında, karanlıktan çok korkardı." dedi.