Türkçe öğretmeni Hatice Büşra Gülmez, derslerde başarılı olmak için neler yapılacağını ve ebeveynlere düşen sorumlulukları tek tek anlatıyor.
Eğitim hayatı boyunca girilen her bir sınav, öğrencilerin başarısını ortaya koyuyor. Sözlü, yazılı ve test şeklinde hazırlanan soruları en doğru şekilde bilmek ise derslere zamanında ve düzenli olarak çalışmaktan geçiyor. Yeteneğe bağlı olarak derslere çalışma şekli de farklılık gösteriyor. Sözel ya da sayısal fark etmeksizin girilen her sınavda başarılı olmak ise birtakım şartların sağlanmasıyla mümkün hale geliyor. İşte tüm detaylar…
SINAV BAŞARISI GELECEĞİN KAPILARINI ARALIYOR!
Okul sınavlarında başarılı olmak, öğrencilerin akademik gelişimini ve öğrenme sürecini değerlendirmek açısından önemlidir. Başarı, öğrencilere kendine güven kazandırırken gelecekteki eğitim ve kariyer fırsatları için de kapı açar. Sınavlar, disiplinli çalışma alışkanlıkları geliştirmenin bir yoludur. Bu sınavlara hazırlanmak ise farklı stratejileri kapsıyor.
HER ÖĞRENCİNİN YÖNTEMİ FARKLI!
Öğrenciler, ders çalışmak ve her şeyi tam anlamıyla öğrenebilmek için pek çok yolu deniyor. Kimisi direkt ezber yaparken kimisi ise yazarak çalışabiliyor. Burada önemli olan çocuğun ders çalışma eğilimini bilmek. Yeteneğinin hangi alanda olduğunu keşfetmek, onun için büyük bir kolaylık olacaktır.
Türkçe öğretmeni Hatice Büşra Gülmez, “Her öğrencinin öğrenme yöntemi farklıdır. Bu sebeple tek bir teknikten bahsetmek mümkün değil. Görsel hafızası aktif öğrenciler için kavram haritaları oluşturmak, bilgiyi görselleştirmek hatta karikatürize etmek oldukça yarar sağlayacaktır. İşitsel yönü kuvvetli olan öğrenciler bilgiyi bir ritimle ilişkilendirebilir. Örneğin; yazar ve eserleri bir şarkı gibi mırıldanarak tekrar etmesi ezberi kolaylaştıracaktır. Öğrenilmek istenen konunun kısa özetlerinin çıkarılıp tekrar edilmesi de genellikle kullanılan bir yöntemdir. Son anda çalışılan genel tekrar yerine belirli aralıklarla ve sık sık yapılan minik tekrarlar, konuyu hafızada tutmada daha etkili olacaktır. Özellikle güzel bir uykudan önce yapılan çalışmanın bilgilerin kalıcılığını sağlama noktasında yararı büyük diyebilirim.” sözlerine yer verdi.
KONSTRASYONU SAĞLAMAK EN ÖNEMLİ DETAY!
Sınıf ortamındayken öğretmenin anlattığı dersleri dinlemek, fazlasıyla önemli. Bu kadar ehemmiyetli olan diğer konu ise evdeyken ders çalışabilmek. Uzman isim, bunun için dikkat edilmesi gereken detayları şu sözleriyle açıklıyor;
“Öncelikle çevredeki uyarıcıları düzenlemek gerekiyor. Fiziksel ihtiyaçlarının giderilmesinin ardından telefon, tablet, televizyon gibi dikkat dağıtıcı unsurlar ortamdan uzaklaştırılmalıdır. Çevresel faktörlerin en aza indirgenmesinden sonra öğrenci derse hazır hale gelebilir. Çalışmadan tam verim alınması için pomodoro tekniğinden faydalanmalarını önerebilirim. Yaklaşık 25 dakika çalışıp 5 dakika mola verilmesinin ardından bu döngü dört kez tekrarlanır. Böylece öğrenci sakin bir tempoda ve dinlenerek verimli bir öğrenme süreci gerçekleştirir.”
ANNE VE BABALARIN SORUMLULUĞU BÜYÜK!
Eğitim almak, tamamen öğrenciyi ilgilendiren bir durum gibi görünse de aslında ebeveynlere de büyük sorumluluk düşüyor. Anne ve babaların tam da bu noktada merak ettiği konular arasında neler yapmaları gerektiği yer alıyor. Öğrencinin dikkatli bir şekilde ders çalışabilmesi ve sınavlarda başarılı olabilmesi için onlara büyük bir rol düşüyor.
Öğretmen Hatice Büşra Gülmez, “Öğrencinin ders çalışacağı vakitlerde anne ve babalar ona uygun ortamı yaratmakla yükümlüdür. Çocuklar belli bir yaşa kadar öz disiplinini sağlayacak yeterliliğe gelmeyebilir. Bu sebeple anne-baba çocuğuna sorumluluklarını hatırlatmalı hatta gün içinde belli bir çalışma saati belirlemelidir. Öğrencinin yeteri kadar çalışıp çalışmadığının takibini yapmalı, verimli bir çalışmanın ardından öğrenciyi küçük ödüllerle mutlu etmelidir. Belirli aralıklarla verilen bu ödüller, öğrencinin motivasyonunu arttırmada büyük etki yaratacaktır.” dedi.
HER BAŞARI KİŞİYE ÖZGÜDÜR!
Okul hayatı boyunca girilen sınavlar, pek çok dersi kapsıyor. Temelde ise sayısal ve sözel olarak ayrım gösteriyor. Bu ayrımın nedeni, her öğrencinin yatkın olduğu alanın farklı olması. Bundan dolayı da alana bağlı olarak nasıl ders çalışılması gerektiği de farklılık kazanıyor. Özellikle yeteneği olmayan bir alan için ebeveynler tarafından yapılan baskı, onlarda tam tersi bir etki uyandırabilir. Bazı çocuklarda okuldan soğumak gibi olumsuz etkiler bırakabilir.
Uzman isim, “Her bireyin yatkın olduğu alan farklıdır. Başarı, kişiye özgüdür. Matematik yapamayan bir öğrenciye zorla matematik öğretemezsiniz. Baskı unsuru her zaman çocukta itici bir etki oluşturur. Bu nedenle çocuğun ilgi ve yeteneğinin bulunduğu alana yönlendirilmesi çocukta içsel motivasyonun sağlanmasında oldukça etkili olacaktır.” sözlerine yer verdi.
KİTAP OKUMADAN BAŞARI OLMAK DÜŞÜNÜLEMEZ!
Okuldaki sınavlardan başarılı olmanın birçok yolu bulunuyor. Bunlardan biri de günümüz çocuklarının pek de önem vermediği bir konu yani kitap okumak. Öğrenci, ister sayısal alana isterse de sözel alana yatkın olsun mutlaka bu aktiviteyi gerçekleştirmeli. Çünkü kitap okumak, beklenmedik şekilde zihnin derinliklerinde olumlu etkiler bırakıyor.
Türkçe öğretmeni Hatice Büşra Gülmez, “Günümüzde yeni nesil sorular dediğimiz tarzdaki soru tipleri daha çok öğrencinin okuduğunu anlama becerisini ölçme üzerinedir. Bu beceriyi geliştirmedeki en etkili yol da kitap okuma alışkanlığının kazanılmasıdır. Kitap okuma alışkanlığı edinememiş bir öğrenci okuduğunu anlamada ve kendini ifade etmekte güçlük yaşayacaktır.” ifadeleriyle bu konunun önemine dikkat çekti.