Türkiye, 6 Şubat Pazartesi günü Kahramanmaraş merkezli meydana gelen iki büyük depremin yaralarını sarmaya çalışıyor. İlki 7.7 ikincisi 7.6 büyüklüğündeki depremler, Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis ve Malatya'da büyük yıkıma yol açtı. Yıkılan binlerce binadan biri ise Hatay İskenderun’da bulunan ve 1. katında kentsel dönüşüm ofisi olan 5 katlı bina oldu. Depremde binanın 4 katı sapa sağlam dururken 1. kat ise yerle bir oldu. Bu bina deprem bölgesinde incelemeler yapan inşaat ve deprem mühendisi Görkem Yıldız’ın da dikkatini çekti. Bölgede birçok farklı hasar tipi ve yıkım gözlemlediklerini belirten Yıldız, bu binanın farkını ise şöyle anlattı:
“Deprem bölgesinde birçok farklı hasar tipi ve yıkım gözlemleme imkanımız oldu. Bunlardan bir tanesini çok önemli buluyorum. İskenderun’da çektiğimiz bu fotoğrafta yapının sadece 1. katı göçmüş durumda. Diğer katlarında duvar çatlakları bile oluşmamış. Hem Kahramanmaraş depremleri hem de Samandağ depreminin ardından aynı binayı görme fırsatımız oldu. Binanın çöken 1. katında bir kentsel dönüşüm-yapı denetim ofisi var. Sadece o kat çökmüş. Bu kat göçtüğü için sonrasında içine girip inceleme fırsatımız olmadı ancak büyük bir ihtimalle binanın 1. katında taşıyıcı sisteme zarar verecek bir müdahale yapıldığını düşünüyoruz.”
ÇÖKEN KATTAKİ DÖNÜŞÜM OFİSİNİN SAHİBİ: ZAYIF KAT OLUŞTU
Çöken katta bulunan kentsel dönüşüm ofisinin sahibi inşaat mühendisi Yıldıray Şengül de şans eseri deprem anında ofiste olmadıklarını belirterek, “Maalesef ilginç bir görüntü. Ofis çöktü, daha enkazı bile çıkartamadık. Allah'a şükür can kaybımız yok. Binanın sadece 1. katı yıkıldı. Yan ofiste bulunan ofisin duvarları yıkılıp, alttaki mağazaya bağlanınca böyle bir sorun oluştu. Arkadaki bina da tetikleyince deprem anında 1. kat yerle bir oldu. Depremden önce yan ofisin duvarları yıkıldığı için, benim ofisim de yıkıldı. Orada olması gereken taşıyıcılığa destek olan duvarların kaldırıldığını anlıyoruz. Deprem anında ofiste olsaydık, şu an hayatta olamazdık. Çok acı bir tablo yaşadık. Gerçekten deprem öldürmüyor, binalar öldürüyor” diye konuştu.
Alüvyon zeminlere inşaat yapmamak gerektiğinin altını çizen Yıldıray Şengül, “Yıkılan ofiste zemin büyütmesi var. Bu yüzden böyle bir yıkımla karşı karşıyayız. Aslında burada kent planlanırken yanlış planlanmış, yani alüvyon zeminlere aslında inşaat yapmamak lazım, yapılırsa daha dikkatli yapmak lazım. Daha farklı hesaplarla yapmak lazım. Ben de İskenderun’da sahil kesiminde 2 tane kule yaptım. Onlar dimdik ayakta duruyor. Mühendislik hatası olan binalar ise yerle bir oldu” açıklamasını yaptı.
“DOLGU DUVARLARININ KALDIRILMASI SORUN OLUŞTURDU”
Hasarın çok büyük olduğunu belirten Şengül, “5 katlı binada sadece ofisimizin olduğu 1. kat çöktü. Dolgu duvarlarının kaldırılması sorun oluşturdu. Burada yıkılmanın sebebi, hem bütün bunlar hem de zemin büyütmesi var. Zemin büyütmeden kaynaklanan etkin yer ivmesine bakarsanız 04 - 06 etkin yer ivmesi bazı yerlerde 1.2’ye kadar çıktı. Deprem dalgalarının yüzeye yakın zemin tabakaları içinden geçerken genliklerinde meydana gelen artışa zemin büyütmesi diyoruz. Zemine etki eden bin ton deprem kuvveti, zeminin büyümesiyle yumuşak ve alüvyon zeminlerde 2 bin tona yakın bir etkiyle vurdu. Yani deprem anında 2 buçuk katı bir etkiyle vurduğu için hasar çok büyük oldu” ifadelerini kullandı.
HANGİ BİNA NEDEN YIKILDI?
Depremlerde yıkıma neden olan yumuşak kat sorununa da dikkat çeken inşaat ve deprem mühendisi Görkem Yıldız, deprem bölgesindeki hasar ve gözlemlerini örnek binalar üzerinden anlattı. Binalarda asansör boşlukları ve merdiven çevrelerinin, betonarme perde duvarların yerleştirilmesi için en uygun yerler olduğuna dikkat çeken Deprem Güçlendirme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Yıldız, “Mimarlar genelde kimsenin görmeyeceği bu alanlara perde koyulup başka yerlere koyulmamasını isterler. Ancak sadece buralara koyulan perdeler (betonarme duvarlar) yapıda burulma düzensizliği dediğimiz bir davranışa sebep olabilir. Bu nedenle yapının perde duvarlarının yapı geneline dengeli şekilde koyulmasının her zaman için binanın depreme dayanıklılığına faydası vardır. Ancak buradan asansör ve merdivenlerin etrafına perde duvar konulmaması gerektiğini anlamamak gerekir” dedi.
“BETONARME PERDE DUVARLAR YAPININ SİGORTALARIDIR”
Deprem bölgesinde yıkılan binalarla ilgili gözlemlerini aktaran Yıldız, “Burada önemle belirtmek istediğim nokta özellikle Elbistan ve Kahramanmaraş gibi yerlerde son depremde gözlemlediğim, binaların merdiven çevresine perde konulmamış binalar çok daha fazla hasar almıştı. Betonarme yapılarda, uygun yerleştirilmiş betonarme perde duvarlar yapının sigortalarıdır, ana taşıyıcılarıdır, hasarı en aza indiren etkenlerin başında gelirler. Yeter ki yapının rijitlik (esnemezlik) merkezi ile kütle merkezi birbirine mümkün olduğunca yakın olsun. Rijitlik, yapıların deprem gibi durumlar karşısında karşılaştığı sertliğe yapısını bozmadan karşılık verebilmesidir. Binanın ayakta kalabilmek için göstermesi gereken dengenin korunmasını sağlar” diye konuştu.
“MUTLAKA SU İZOLASYONU YAPILMALI”
Bodrum katlardaki rutubet ve paslanmaya dikkat çeken Yıldız, “Aslında bodrum kattaki eşyaların su çekmesi diye bir olay yoktur. Bodrum katlarda zaten rutubet varsa, su izolasyonu yapılmamışsa, su bodrum kata girer. Yani bodrum katlardaki eşyaların nemlenmesi-rutubetlenmesi sebep değil sonuçtur” diyerek incelediği bir yapının durumunu aktardı:
Önce görüntüsü sonra sebebi şoke etti Birinci kat yok oldu, diğer katlarda cam bile kırılmadı
“Bu fotoğraf Adana’da 2020 yapımı bir binanın bodrum katından. Daha yeni yapılmış bir yapı olmasına rağmen bohçalama dediğimiz su izolasyonu yapılmadığı için duvarlardan bodrum kata su girişi başlamış. Muhtemelen birkaç yıl sonra bu binanın bodrum katındaki kolonlarda korozyona (paslanmaya) bağlı çatlaklar görmeye başlayacağız. Kolonların içindeki demirler paslanacak ve kesit kaybına uğrayacak. Bunun önüne geçilmesi için yapıların temelinde mutlaka su izolasyonu yapılmalı, uygun drenaj sistemi uygulanmalıdır.”
İnşaat ve deprem mühendisi Yıldız, deprem sırasında yapıların güvenliği için kolonların ve kirişlerin doğru şekilde tasarlanmasının oldukça önemli olduğunu söyledi. Yıldız, binaların altlarında bulunan dükkanların da göçmelere neden olabileceğinin altını çizdi.
“YUMUŞAK KAT SORUNU OLAN BİNALAR KOLAYCA YIKILABİLİR”
Depremlerde ağır hasara neden olan yumuşak kat düzensizliklerine dikkat çeken Yıldız, “Binaların altında dükkan bulunması önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Bunu son depremde de gördük. Marketler ya da dükkanlar hem konutlara göre daha yüksek tavanlı, hem de içerisinde tuğla duvarlar bulunmayan alanlar. Dolayısıyla bu durum yapılarda, yumuşak kat dediğimiz bir düzensizliğe neden oluyor. Bu nedenle altında dükkan, market, fırın bulunan binalarda bu katların taşıyıcı sisteminin yumuşak kat düzensizliği göz önüne alınarak daha büyük kesitli elemanlar kullanılarak rijitleştirilmesi gerekir. Aksi halde bu katlarda göçmeler meydana geldiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Önce görüntüsü sonra sebebi şoke etti Birinci kat yok oldu, diğer katlarda cam bile kırılmadı
Yıldız, yumuşak kat sorununa yıkılan bir bina üzerinden örnek vererek bu durumun nasıl önlenebileceğini anlattı:
“Örneğin bu binada alt katının restoran olarak kullanıldığını öğrendik. Pencerenin hemen yanında kolon görünüyor. Alt ucundan başlayarak üst ucuna kadar tek kolonken, yumuşak kat oluşumu nedeniyle zemin katı olduğu gibi yana yatmış. Yumuşak kat sorunu bulunan binalar meydana gelen depremlerde kolayca yıkılabilir. Zemin katta yer alan kolon kesitleri ve perde sayısı arttırılarak hasar önlenebilir.”